Ah, Cihangir!
- idil olgaç
- 27 May 2021
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 May 2022
Yedi Sene. Üç Ay.

İlk taşındığımdaki mutluluğumu dün gibi hatırlıyorum. Çocukluğumun hayaliydi. Cihangir'de çatı katı bir evim ve bir kedim olsun istiyordum. Babamın Tünel’de vitray sanatçısı ve annemin onun aksine cadde kızı olması kafamı çok karıştırıyordu. Uzun zaman tam olarak nereliyim bulamadım. O tarafa gitsem, “benim.” Bu tarafa gelsem, “benim,” diyordum.
Çok güzel günlerim oldu. Çok da iyi dostlarım… Pandemi bunu da etkilese de, biliyorum ki oradalar. Acayip ağlayıp, kafamı duvarlara vurduğum geceleri de unutmuyorum. Her şeyden vazgeçtiğim depresyon zamanlarımı bilerek kendime unutturmuyorum. ‘O benim büyümemin en büyük tecrübesiydi.’

Şimdi hüzünlü müyüm diye düşünüyorum…Sanırım çok değilim. Zamanla özleyebilirim ama gittiğim yer, olduğum yerden daha doğru olduğunu hissediyorum.
Ben Cihangir'de aldatıldım, kandırıldım. En çok Cihangir'de güldüm. Cihangir'de aşık oldum. Her şeyi çok yüksek yaşadım. Hiçbiri stabil değildi. Belki de bu beni yordu. Belki de yorulan olmayı seçtim. Her ne kadar içimden, “Sık sık giderim” desem de tabii ki de uzun bir zaman adım atmayacağım. Yapacak güzel işlerim, yeni ev telaşım olacak.

Ama şunu unutma ki Cihangir, her kötülüğüne rağmen seni yine de alnının ortasından öperim! Yirmi dokuz - Otuz Altı arası misafir ettiğin için teşekkür ederim...



Yorumlar