top of page
Ara

"Hiç"

  • Yazarın fotoğrafı: idil olgaç
    idil olgaç
  • 8 Eki 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 Eki 2022


ree

İnsanlar hep bencildi ama biz değildik.

Bayat ekmeği paylaşırken de

tazesini yerken de.

Ne zaman "biz" bitti de "sen" oldu?

Peki ne zaman kaçırdım "ben" demeyi?

Sanki bir milyon yıl geçti

ve hala bilmiyorum.

Halbuki sözleşmemiz vardı,

el sıkışmıştık.

Kağıda dökmedik hiçbir şeyi,

sinirlenip yakarız diye.


Şimdi sana dava açmak istiyorum

ama ne bir şahidim var

ne de elle yazılmış sözün,

bir post-it dışında.


Bir tek seninle dönerdi başım.

Nabzımı yükselten de

yüzümü karartan da sendin.

Hem mağdur hem katildin.

Sana sıfatlar bulmaktan kendimi unuttum.

Başa sarıp dinlediğim şarkıdan farkın yok artık.


Ne olursa olsun yolumuz hep birleşirdi,

buna inanırdık.

Artık inanmıyorum.

Bununla beraber hiçbir şeye,

hiç kimseye!

Beni bu güvensizlik duygusundan çıkartabilecek misin?


Her tırnağımı yediğimde elime vurdun,

bana kızdın, azarladın.

Hala ne zaman elim ağzıma gitse korkuyla çekiyorum.

Ama seni hatırlayınca kanatana kadar kemiriyorum.

Akan her kan damlasında seni anıyorum.


Yokluğun varlığından daha çok canımı acıtıyor.


Seni anlatıyorum

ama benim dünyamdaki halini.

Sonra sana kızıyorum

ve gerçek senden bahsediyorum.

Yine de üzülüyorum, hakkını yedirmiyorum

ama içimden "Ne hakkı var?" diyorum.

"Hiç."


Aşk değildi.

Aşk öyle bir şey değil.

Sevgi desen keza sevgi de değildi.

Adı varsa; güvendi.

Sen bütün güvenlerimi kırdın.

Senden sonra her 'güven' bir 'hezeyan' oldu.

İnanır mısın, ona da alıştım.

Seni bırakmayacağıma inandığın gibi.

Bak şimdi sen neredesin, ben nerede?


Ölmeni çok istedim.

Mutlu olman yerine yok olmanı.

İtiraf etmeliyim ki, hala istiyorum.

Başka bir çözüm bulamıyorum.

Ben yapamadım.

Her şeyi en iyi yapan sen,

lütfen biraz ölsene.


Adın gibi biliyorsun bana yaptıklarını.

Adım gibi biliyorum bana bunları yaptığın için yaşadığın pişmanlığı.

Ama ne fark eder, olanlar oldu.


Tanıdığım iki futbol takımının maçını izler gibi değil.

Aynı takımın karşılıklı oynaması

ve kazananın da kaybedenin de tek olması gibi bir mücadelede hissediyorum kendimi.

Ne kalene ne kaleme gol atmak istiyorum.


Senin sevmediğin her şeyi sevmeye çalışıyorum.

Çünkü sen değiştin.

Bana yaptırmadıklarını yaptırdın.

Bense bir rengi bile sen sevmiyorsun diye hayatıma sokmadım.

Sen diyene kadar sevdiğim maviden,

senin için vazgeçtim.

Ama sen ne yaptın?

Maviyi seveni sevdin.

Yani bütün kavgaların bendim.


Elinle oynattığın kukla mıydım?

Ben mi sahibim sanmışım?

Ne kadar acizce olmaz mı bu senaryo?

Halbuki yönetmen bendim.

Kimin kime kazık attığı ise muamma.


Yıllarca ayrılmayalım diye uğraştıktan sonra

bir gecede yok oldun.

Yapacak hiçbir şeyim kalmadığında geri geldin.

Nasıl sil baştan yapabilirdim?

Yapamadım...


Gülümseyerek halledebildiğimiz şeylerin önüne gururumu,

şerefimi

ama en önemlisi elle tutulur,

gözle görülür beni koydun.

Ya kendimden vazgeçecektim ya da senden.

Senin için kendimi koyduğum o kumar masalarından sonra yapamadım.


Sabah sen benimle uyanmadın,

akşam benimle yatmadın.

Ben bir tek benimleydim.

Artık ondan nasıl vazgeçebilirdim?


Sanma ki bir sabah oldu,

herkese yaptığım gibi senin adını da unuttum.

Çok zor oldu,

yapmak zorundaydım.

Bazen hala yapamıyorum.

Ama sonucun neticesini böyle yaşıyoruz.


Bir gün hepsinden vazgeçersem

ve o dalgalı denize kapılarsam

bir tek sen gerçek sebebini bileceksin

ve ahtım olsun ki seni asla affetmeyeceğim.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page