ON
- idil olgaç
- 27 Tem 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 Ağu 2021
Yeni Kitap!
Kitabı bitirdiğimde hemen çıkartmak istemedim. Biraz kenarda durması gerektiğini hissettim. Hani demlenmeye bırakılır ya, öyle oldu… O zaman ruh halim hazır değildi. İnsan kendi yazdıklarından etkilenir mi? Ben etkileniyorum… Son okumalara başladığımdan beri rüyamda Selen’i ve Faruk’u görüyorum. Sürekli kendi yazdıklarımı değiştirmeye çalışıyorum. Sanırım anlatmak istediğim karmaya ben de girdim…
Kitap ne hakkında diye sorulduğunda cümlelerimi toparlayamıyorum ama şimdi yazdığım için çok daha rahat anlatacağıma inanıyorum…
ON aslında 35’te bahsettiğim bir şey hakkında. Daha doğrusu “Eğer Asya, bir intihar girişiminde başarılı olsaydı arkasından neler olacaktı?” sorusunu kendime sorduğumda yazmaya başladım. Daha önce yazdıklarımın başını ve sonunu bilerek, bir plan içinde yazardım ama bu sefer kitap kendi kendini yazdı. Ben de bir sonraki bölümde ne anlatacağımı bilmeden akışına bıraktım. Her şeyde mantık ve gerçeklik ararım. Olmayacak şeyleri anlatmak veya izlemek bana göre değil.
Bu kitap, Selen’in hayatı. Bora’nın hayatı. Faruk’un hayatı. Cansu’nun hayatı ama bu kitap karmanın hayatımıza etkisinin kitabı. Karma var ve ben buna inanıyorum. Belki bazen görmeye ömrümüz yetmiyor ama biz göremesek de karmamızın çemberini düzelten gizli kahramanlarımız var. Bu kitap o gizli kahramanları da anlatıyor.
Otuz beş yaşında intihar eden bir kadının aslında neden canından vazgeçtiğini, onun hikayesini merak eden bir doktorun kendi geçmişini anlatıyor. Bence her şey hayatın içinden. Bazı bölümler üzücü, iç karartıcı ama bazı bölümler günlük güneşlik.
Hayat da böyle değil mi?
Umarım çok kişiye ulaşır, umarım beğenilir ve umarım ki anlatmak istediğimi doğru anlatabilmişimdir.
“Bütün arkadaşlarımla kendimi bir çemberde kelepçelenmiş gibi hissediyordum. Zamanla herkes gitti. Çemberde kimse kalmadı. Birileri taşındı, birileri evlendi, bazıları kabuklarında yaşamayı istedi. Ölenler oldu... Yok oldular… Pof! Bir anda. Bir baktım sadece ben kalmışım. İki kolumu da sağa sola uzatmışım hala dönmeye devam ediyorum. Kendi eksenimde, kendi kendime.” Diyor Selen. Katılıyor musunuz?





Herkes gitti mi yoksa biz mi artık o çemberin içinde olmama kararı aldık?
Selen güzel demiş. Ellerine sağlık.